Aggks

1 Şubat 2021 Pazartesi

Hikaye Kapandı

Ne oldu şimdi?

Kapattık dükkanı. Tozlu raflarda kalan bir hikayeydi.

Geldi. Geçti...

Ne mi oldu şimdi?

Saat hep gece

Bir kaç hikaye daha teğet değdi. Ama geçti..

Ne olacak şimdi?

Yolda savrulan bir yaprak görürseniz şayet,

Hikayesi uzundur.

Bırakın, geçsin..




28 Eylül 2016 Çarşamba

Ölü Adamın Zaferini


"Ah, hayat! Buruk ve tatlı trajedi,
mahvıma neden olan göz kamaştırıcı orospu!"


Ne kadar ince anlatılmış..
Hayat kimilerine neşeli anlar sunarken, kimilerine yalnızlık ile randevu ayarlar.
İsyan etsen neye yarar?
Susmaya çalıssan.. Ah anılar canını yakar.
Öyle bir noktadayım ki; ne kaldığım yerden devam edebilecek bir hayatım var. Ne de yeni bir hikaye yazacak kadar umudum.

Boğazımda düğümlenen o kadar çok şey birikti ki..
Anlatamıyor ruhum.

Aynaya bakıyorum. O neşeli adam çoktan gitmiş. Gözleri umutla dolu olan adam yok. 
Ne iyilik yapacak kadar insanlığım kaldı. Ne de sevebilecek bir yüreğim.
Bu hayatta artık tek başımayım.
Ne kaldı geriye?
Geçmişi aralayan bir perdeden bakmaya çalışırken, yalnızlık duvar gibi ördü geçmişi.
Yavaş yavaş hissedersiniz o an karanlığı. 
Artık ne bir gülümseme kalır sizden ne de bir umut.
Gidenler gelir aklınıza. Zaten hep gelenlerde gidecek demeye başlarsınız o anda.
"Şimdi ne olacak?" diye  düşünürsün,
Gökyüzüne bakarsın o anda. 
Dönüp denize bakarsın.
Gözlerini kapatıp rüzgarın dokunuşlarını yakalarsın.
Sonra bir an gelir. Geçmişte inandığın tüm yaşanmışlıklara söver,
Bir sigara daha yakarsın.




Üzülme! Gülümse. Öldürdüğün vicdanın için gülümse.
Sevmemiş kadınlar için yaktığın umutların için gülümse.
Sahte dostluklar için harcadığın zaman için gülümse.
En çokta yaktığın limanlar için gülümse.



Gülümse çocuk, para için satılan hayatlara,
Yarı yolda bırakanlara,
Aldatanlara..
Hisset o içindeki intikam yeminini
Öyle bir gül ki,
bir gün kaybedeceğini bildiğin soytarılara,
Ölü adamın zaferini hissettir.

25 Kasım 2015 Çarşamba

Gülümsemesine Sarhoşum


Unutmak diye bir şey yoktur.
Her giden bir iz bırakır bu hayatta.
Sustuklarınla kalırsın.
Ve o an aklında yalnızca unutulacak şeyler kalır.
İnanacak hiçbir şey kalmadığında ise,
Tebessüm ederek bir sigara daha yakarsın.


22 Temmuz 2015 Çarşamba

Nerede O Seven Kadınlar?

Bu şehirde ne var biliyor musun?
Sahtelik.. 
Sayfalar, satırlar, kalpler, gülümsemeler..
Şöyle bir etrafıma bakıyorum.
Rakı kadehleri, itin köpeğin oyuncağı olmuş.
Gülümsemenin inceliği bir zevk için harcanmış.
Sevmek ezikliğe, şiir entelliğe girmiş.
Adamlık kelimesi geceleri kahkahaları bir kargayı andıran kadınların ağzında sakız olmuş.
Ne sevmenin anlamını bilen var. 
Ne de adamlığın ne demek olduğunu...





Bana soruyorlar "Neden aşık olamıyorsun?" diye.


Söylesene, gözlerinde kaybolduğun bir vakit, gülümsediği anda yüreğinde hissettiğinde, rakı kadehini kaldırırken ki zarafetinde, sessizliği ile büyüklerini selamladığı anda Neşet Ertaş'ın, Muazzez Ersoy'un sözlerinde derin derin sana bakarken ince sesiyle bir melodi vurgulayarak seni yüreğiyle öpüyorsa ve her öptüğünde ona söyleyemediğin sözlerini yüreğinle söylemeye başladıysan, her dokunuşuna bir şiir yazıyorsan ve tam o anda bu renksiz dünyaya tekrar gözlerini açıp, bunların bir rüya olduğunu anlıyorsan, pencereni açıp yaşadığın dünyada sövüyorsan, aşık olmaya inanır mıydın? 


Şu vefasız hayatta ne var biliyor musun?

Herkes gider birilerinin hayatından. Kimi acı verir. Kimi ana avrat düz gider. Değişmeyen bir şey varsa gidenin arkasından bıraktığı klasik cümleler. Bu veda cümleleri o kadar saçma ve beş para etmez cümlelerdir ki, bir sigara verse, hadi eyvallah dese o kadar anlamsız olmaz. En azından gidişinin ardından bir sigara yakarız. 

En çok ne koyuyor biliyor musun? 


Giden gidiyor, kalan hiçbir şey hissedemiyor. 
Giden ardından bir insan bıraktığını zannediyor ama; Giden ardından acı bırakır.
Gözyaşları bırakır.
Saat 3.45'te yakılan bir sigara,
Arka arkaya sıralanmış 70'lik rakı,
Hiç okunmamış şiirler,
Hiç söylenmemiş şarkılar bırakır. Bu adamlar bir daha ne sevebilir ne de bir umut yeşertebilir. 
Giden ise artık bir başka adamın gülümsemelerinde yeni hayatını heyecanla yaşamanın mutluluğunu hisseder.
Geriye ne kalır?
Boş.

Yalnızlık ne zormuş böyle.
Yıllar geçiyor, sen sahte bir maskenin altında yeni bir yaşam kurmaya başlıyorsun. 
Her gece o maskeyi acıyarak çıkartıp benliğini sorguluyorsun.
Bitmiyor. Her gece, her saat, her an, yanı başından ayrılmıyor.
Ne sevebiliyorsun, ne de yüreğini avuta-biliyorsun. 

Gözlerinin görebildiği kadar karanlık,
Acıyı hissedebildiğin kadar yalnızlık,
Gözyaşlarını tutabildiğin kadar çaresizlik varken benliğimde,
Söyle bana ne için gerekliydi sevmek? 






22 Mayıs 2014 Perşembe

The End.



Bugün şiir yazılacak bir gün değil. Bırak şiirlerde onun adını aramayı. Bırak çalan her platonik şarkıda geçmişi tazelemeyi. Sen hak etmiyorsun! Hem sen elinden gelen her şeyi yaptın. Yalnız bırakıldın, ıslandın, aldatıldın. Her defasında onu affetme girişiminde bulundun. Şimdi de geçmişin sayfalarını karıştırıp göz yaşı döküyorsun. O seni düşünmüyor bile. Kim bilir belki de şu an gözleri başka bir adamın gözlerinde, gülümsemesi an meselesi. 



Bugün her şeyin değiştiği gün. Sen uzaktan izleyen o acı adam değilsin! Sen sevilmeyi hak eden ama asla sevilemeyecek olan adamsın. Neden mi böyle söylüyorum? Bizim gibi adamlar sevilmez çünkü. Biz; ilgi gösteren, onu koruyan, canı acıdığında dünyayı yakabilecek adamlarız. Biz sevilen taraf değil; seven tarafız. "Nolacak" dersin. "Biri gitti hepsi de gidecek değil ya" diye fısıldarsın kendi kendine. Hepsi gidecek arkadaş! Nereden mi biliyorum? Yaşadım. Kim olursa olsun sevdiğini hissettirdiğin an yalnız kalmaya mahkum oluyorsun. Her defasında yalnızlıktan kurtuldum diyorsun ama o yalnızlık hiçbir yere gitmiyor. En çok ne koyuyor biliyor musun? Bir kez aşık olduysan eğer eski insan olamıyorsun. "Bir bara gideyim. Bir kadınla tanışıp o gece eve götürürüm" diyebilecek adam olamıyorsun. Seni seven, seni hisseden insanları bile üzemiyorsun. Çünkü "üzülmek nedir?" en iyi sen biliyorsun. Değişme vakti arkadaş. Her şeyi geride bırakıp yeni biri olmanın ilk adımı bugün. Bırak insanları düşünmeyi. Onlar üzülecek diye yıllarca kendine eziyet etmeyi de bırak. Güçlüsün, biliyorum. Her acıyı kaldırabilecek kadar umutların var senin. Ama bırak. Bugün yalnızlıktan kurtulma günü olsun. Her şeyi kendin için yaşa. Bahar bir kez de senin için gelsin. Rüzgar senin gülümsemen için dans etsin. Ya sevmeyi öğren ya da sevmeyi bırak. Ben sevmeyi bıraktım. Çünkü ne kadar sevmeyi öğrenmek için çabalasam da başaramadım. Bugün kendine bir yol seç. Ve nefesin kesilircesine kadar koş. Bugün geçmişten vazgeçtiğimiz, kadehlerimizi son bir kez karanlığa kaldırdığımız gün. Bu geçmişe son mektubumdur. Yaşanmışlıklara selam olsun.

22 Nisan 2014 Salı

Bekleriz Yine Gülümsemeleri

Uzun zaman oldu. Bir kağıda, gözyaşları damlamayalı, uzun zaman oldu. Bazı şeyler gelip geçer zannedersin. Eskiden bir gülümsemesi ile uykularını kaçırdığın günleri saçma bulmaya başlar; onun için bar köşelerinde delicesine sarhoş olduğunu unutursun. Sen, eskiden olduğun adamsındır. Yalnız ve özgür. Eğlenmeye başlarsın. O kadar çok gülersin ki, kendini bile kandırırsın. Hatta şanslı günündesindir. Uzaktan bir karşı cinsten gülümsemeler yakalarsın. "Bu gece iş çıktı." Sen artık bu adam olmussundur. "Bu gece iş çıktı." diyebilecek kadar çaresiz bir adam. Hiç düşünmeden yaklaşmalar, dans etmeler, sarhoş olurcasına içmeler...

Eve gitme vakti. Yanında, o gece tanıştığın kadın. Taksiye binersin. Sessizce yolu izlersin. O arabada hissettiğin bir duygu vardır o anda. "Hiçlik." Taksiden inersin. Kapıyı açmadan hunharca bir sevişme başlar. Gece uzar. Sırtında bir iki çizik ile biter. Yine, o an hissettiğin bir duygu daha vardır. "Pişmanlık." Pencereye yaklaşır bir sigara yakarsın. Kadın arkandan sana sarılır ve bir duygu daha hissedersin o anda. "Nefret." Hiç bir şey demeden odadan çıkarsın.

 Bir koltuğa oturur, "-sen uyu ben biraz takılacağım." dersin. Sen, hiçbir kadının yanında uyuyamazsın çünkü. Ama hiçbir zaman bunun nedenini sormazsın kendine. Sabah olur. Kadın gitmek için hazırlanır. Bir sigara yakarsın. Kadın gider. Kapıyı kapatır ve duraksarsın. İşte en son o hissettiğin duygu yalnızlıktır. Sen bu adam değilsindir çünkü. Bilirsin. Ne kadar uzun zaman olsada, ne kadar vazgeçtim desende yalandır söylediklerin./ Özlersin. Umutsuzca, hala beklersin. Sen yeni bir aşkı beklersin. Bazı şeyler gelip geçer zannedersin. Zaten sen her şeyi tam o anda, hissetmişsindir.. Gülümsediğin o kadın değil bu. Sevgi değil. Yaralanmak!/ Bilirsin.. Acı kaldı. Nefret kaldı. Dokunamadığın anılar, kelimeler; ruhunu zehirleyen yalanlar kaldı. Sevmek değil bu. Yaralanmak! İşte "Hiçlik", "Pişmanlık" ve "Nefret" bu yüzdendir. Yani, gelmeyecek olan bir umudu beklemekten vazgeçmek...

"Ne kadar hüzün vardı her şeyde,
İşler yolunda gittiği zaman bile."

8 Nisan 2014 Salı

Satırlar

Her sayfaya bir şeyler yazılır
Geçmişin kalıntıları savrulur satırlara
Gittikçe uzaklaşır
Ve boş bırakılmaz hiç bir sayfa
Sonra sen gelirsin

Önce ellerin, gözlerin ve sesin kalır yanıma
Yüzün benimle kalırken, gözlerimden ayrılma
Yorulursun diye korkularımdan
Geceye değmemiş umutlar sakladım sana
Sonu keskin zamanlar düşmüşse payımıza
Biliyorum sonsuza yetmez hiç bir gözyaşı
Biz çoktan çığrından çıkarmış oluruz
Tadı başka, saklı mutlulukları
Yaşama en çok çocukları yakıştırırız
Ve severiz kahkahalarını
Kimsesizliğe ve sahipsizliğe soyunur
Benimseriz dünyayı ki
Islığımız olur isyanımız, içimizden taşarız
Sıcak kendinden geçirir insanı, soğuk kendine getirir
Öyleyse bize ılık bir aşk gerekir
Böyle bir beraberliğin yalnızl
ığa çıkması
Bize direnmeyi öğretir
Ellerimde istiyorum bütün gökyüzünü
Bu ruhuma ölümü, bana sensizliği öğretir.





Bu harika cümleleri bizimle paylaştığı için; çok sevdiğim Özge arkadaşıma teşekkür ediyorum.:)