Bugün günlerden sensizlik. Aslında “sen” olmayan bir günü anlatmak ne kadar gereksiz. Boş. Sessiz. Beni biraz dinler misin ? Öyle bakma acıyor gibi. Gitme demedim sana. Biliyorum yine gideceksin. Biraz dinle beni.
/ Benden ayrıldığın günü hatırlıyor musun? O an sana baktığım anı? Sen son hazırladığın veda konuşmasını yaparken sessizce seni izlediğim o anı? Yıllardır doyamadığım gülümsemene, gözlerine, tenine; içime -ruhuma- doldurduğum anı. O an ne anlattığını bilmiyordum bile. Son dakikalarımdı. Ruhuna dokunmak istedim. Onu son kez yaşamak. Ona son kez dokunmak...
/ O gün tek duyduğum kelime “Elveda” olmuştu. -Üç saniye- sessizlik yaşadık ve gittin. En çok gidişini izlemek acı verdi. Gülümsemeni kaybetmek. Teninin kokusunu içine çekememek. Bir daha sımsıkı sarılamamak.. /
/ O gün tek duyduğum kelime “Elveda” olmuştu. -Üç saniye- sessizlik yaşadık ve gittin. En çok gidişini izlemek acı verdi. Gülümsemeni kaybetmek. Teninin kokusunu içine çekememek. Bir daha sımsıkı sarılamamak.. /
O günden sonra beni hiç merak ettin mi? Şşşş sus. Söyleme bir şey. Seni hiç tanımadığım yüzlere anlattım.Yalnızlığı yaşayarak . Seni o gecenin karanlığında aradım. Bir umut ışığı olarak. Seni sessiz denizlerde bekledim. Bir bankta oturarak. Şarkılarda hissettim seni. Kitaplarda okudum ismini. İçimde yaşadım sensizliği. Şimdi n’oldu biliyor musun? Alıştım. Seni içime ata ata yaşamaya alıştım. O gülümseyen maskeyi içten içe ağlayarak takmaya alıştım. Şu yaktığım her sigarayla, gecenin karanlığını bir nefes kadarda olsa aydınlatmaya alıştım. /
/ Bana bak. Gözlerime. Şimdi o gittiğin ana döndük. Ama bir fark var. Ben son kez ruhuna dokunmak, son kez gülümsemeni yaşamak için susmuştum. Sen ise sadece aşık bir adamın haline acıdığın için susuyorsun. Ben “Elveda” kelimesini duyacak kadar dinledim seni. Sen ise hala seni sevdiğimi fark edemeyecek kadar. Ben senin beni yok edişini uzaktan izledim. Sen ise benim içimdeki seni göremeyecek kadar yakından. Anladın mı şimdi neden sadece senin yanında mutlu olduğumu? Anladın mı şimdi neden yalnız kalmak istediğimi? İlk kez uçurttuğun uçurtmanın gökyüzünde kaybolması gibi bir şeydi bu.. Bir daha asla geri dönmeyeceğini bilerek gökyüzünü izlemek. Ama bir umut beklemek.//
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlar.