Aggks

12 Aralık 2012 Çarşamba

Dokunmak




Bir soru sorarım ben sıradan bir maskenin altındaki insanlara..


"-Bir insanın en çok yalnızlığına mı dokunmak isterdiniz? Yoksa gülümsemesine mi?Kalbini yaralayan gözyaşlarına mı? Yoksa sizi hisseden ruhuna mı?"

Çoğu kişi bu döngüler arasından bir soru seçer ve cevaplar.
Yalnızlık der, ruhunu kazanmak için.
Gözyaşları der, gülümsemesini yaşamak için..

"-Neden peki?"  
Ruhunu ve gülümsemesini kazanmak için neden en zayıf anında gelirsiniz insanların yanına?
Kazanmak daha kolay dimi? Gülümsemesini kazanmak daha kolay. Acıyan bir kalbin yarasını temizlemeye çalışmak daha kolay.

Bana sorarlar;
"Peki ya sen?"

Dokunmam ben. Uzaktan sessizce izlerim gözyaşlarını, yalnızlığını..

Yine sorarlar;
"Neden"

Biliyorum çünkü. Karanlık yalnızlığına, aydınlanan bir mum gibi dokunurum sessizlik rüzgarında. Gözyaşlarına dokunduğumda gülümsemesine neden olurum yaşanmışların üzerini örten bir maskenin altında.
Dokunmam ben. Beklerim. Uzaktan izlerim. Bir gün güneşin aydınlığına dokunacağını bilirim. Beklerim karanlıkta bir loş ışığın altında. Başını kaldırıp baktığında karanlığa, o gün son kez dokunduğunda yalnızlık rüzgarı ve koca bir çığlığın içinden hissetmişse sesimi, uzaktan gözlerini ararım.. Kara bulutların arkasında gizlenen gökkuşağını görmüşse eğer, yakalamışsa gözlerimin parıltısını, son damlasını dökmüşse gözyaşları, işte o an ona dokunmak isterim. 
Ben bir insanın karanlığına dokunmak isterim..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlar.